TufeyL… Şiir Bitti…


TufeyL...

TufeyL

– Dostum hoş geldin!
* …
– ? Kapıda öyle durmasana! Nedir bu halin
* …
– Anlatsana olm derdin ne?
* Sigaran var mı?
– Olm sigarayı bana sen bıraktırmadın mı?
* Sen var mı onu söyle
– Var. Arkadaş dün unutmuş.
* Uzun parlement versene üç tane.
– Ne o. Üçünü de aynı anda mı çekeceksin?
* Yok. Yanık sigara kanı nasıl durdurur ona bakacam
– Şaka yapıyorsun…
* …
– Çakmak getireyim mi?
* Gerek yok. Prova yapıcam.
– Anlamadım.
* Olm bi defter bi kalem üç tane de parlement uzun getir. Çayın hazırda vardır senin…
– Oh paşam. Başka emrin?
* Gideyim o zaman…
– Hoop o kadar da değil. Tamam, beş dakikaya buradayım.
* EyvAllah.

Malzemeler gelir…

– Şair, koşa koşa geldim ama 3 dakika kaybım var. Af gör e mi.
* Çabuk ol! TufeyL geldi…
– Ne?
* Ver çabuk şunları…
– Al al aman :s

....!

Şiir başladı. Şair dudaklarının arasına yanmamış bir sigara bıraktı. Sol elinin serçe ve yüzük parmağının arasına ikincisini bırakırken son sigarayı nereye bırakacağını merak ediyordum. Önce kitaplığın önüne geçti. Ressam olduğumdan, boyalarımın hepsini kanepenin üzerine bıraktı. İnce belli bardağı eline almamıştı daha. Resim masamın üzerindeki resimleri kenara aldı. Büyük resim sayfasının üzerini temizledi. Televizyon çekmecesini kendine çekti ve dikiş ipliğimi aldı. -Ben bile unutmuştum dikiş ipliğimin yerini- Sandalyeye ellerini uzatıp üzerine çıktı. Son sigaranın ortasına ipi bağladı ve aşağı doğru uzattı. İpin ucunu lambanın bir kenarına bağladı. Şaşkındım. Bir şair, bir ressamın araçlarıyla ne yapabilir ki? İşini sessizce yapmayı çok severdi. Ben de onun aksine müziksiz bir şey yapamazdım. Ama öyle bir şey oldu ki, sessizlikle onu seyretmek çok keyifliydi. Şimdiye kadarki bütün duygularını şiirlere asmıştı. Ama bu farklı olmalı. Çünkü uğraştığı çok karmaşık…

Sandalyeden indi. Eliyle çayını içmemi işaret etti. Çaya doymuştum ama bu deli şair için içilmez mi bir bardak daha. İçtim. Gülümsedi. Beni çok severdi. Ben de onu…

Birden dudaklarındaki şiirle irkildim. Titreyerek yazıyordu. Gözleri sadece, lambadan ipe bağlı olan, hafifçe sallanan sigaraya asılı kalmıştı. Okuduklarının yarısını yazıya dökseydi, gözlerim okumazdı asla. Bilirdim gözlerimin de kulaklarım gibi parçalanacağını…

Bu kez etkili bir şey yaşamış olmalı. Neden şiirlere salıyor kendini? Çıkıp eğlense? Ama o eğlence sevmez ki. Benimki de laf. Adam istediği gibi yaşar acısını, sana ne TufeyL!

Aman Yâ Rabbi. Büyük resim kağıdına yazmaya başladı işte. Hem de çok şaşırdığım sözleriyle…

“TufeyL! Cinniler oyunlarını kan görünce bırakırlar. Küfür şarabıyla yıkanan şeytanlar adına yaklaşmaktan korkar. O zaman bitirelim bu oyunu. Resimlerin bedenine düşürdüğün acıları topla, şiirlerimin karnına sapla! Akanları içireceğim cinnilere!…

TufeyL! Hiddetimin Muhammedi yanı sensin. Bırak kâfir kalsın aşkım. İşkencesi beni doyurdukça seni yordu. Ben bir garip ensardım! Sen muhacir olmamalıydın. Omzuna düşen sayısız başımın yükünü çekmemeliydin. Hüznü, sevgilinin kalbi eyleyip kalp tacım ettim. Sen beni ayakaltı itmeliydin!

TufeyL! Ters çıktı büyüler. Vefalıydın annem gibi. Ve gitmedin herkesin gittiği gibi. Ağrımda kardeşlik sızısı mevcut. Kurşunları çıkarıp azgın yaralarıma merhem oldun. Filistin’e düşmüş bomba kadar kin dolu gözlerim. Sen elleri sapanlı çocuklar kadar büyüktün. Her bakışında, her sarılışında, küçülürdüm kırıntı misali.

TufeyL! Ben resmini bitirdim acemi bir çizgice. Sen de beni bitir okuduğun şiirle. Göğümde büyüsün çiğdemler, aklıma düşürdükçe seni. Namusunu çiğnetmemiş aşkların arka perdesiydin sen. Ah TufeyL! Sen olmasan, onuru kırılmış, kalemi yanmış, kendi kendini asmış bir acemiydim ben!

TufeyL! Hicazi makamında okuduğum notanın sırrı olansın. Kahve kokulu hayatımın acı yanına deymişti dudakların. Okuduğun her duaya, cılız bir âmin yankısı yüreğimin. Çilesinde derman yürekli sırdaşımsın. Ben ise ağırlığı biçilemeyen kadar yüküm sırtına. Aklını deşip yüreğini işgal edenim.

TufeyL! Parmaklarımda söndürdüğüm yanık sigaradan daha fazladır acım. Sözlerini kolyeme takıp sürgüne gideceğim. Yüzüğümü sözüm sayıp ömrüne geçir. Şimdi geldiğim yere dönmeliyim. Ait olduğum yer sana dua kadar yakın, ölüm kadar uzak. Artık gömülmeliyim. ‘Kefenleyin aşkımı!’

…”

Dediklerinden “veda” kokusu almıştım. Gidiyordu işte. Ama nasıl biterdi kardeşliğimiz? Hani söz vermiştik. Kalktım, elimi yüzümü yıkamalıydım. Onun yüzüne bakamadım. Öylesine âr doluydu ki kulaklarım, bedenim ağır geliyordu. O şiiri bitirdi, ben de onunla bittim. Muhacir kadar yüceltmişti beni. Sefil kadar değerimin olmadığını bilerek ona sarılmak istedim. Yavaşça salona süzüldüm. Hala ayaktaydı. Ama bir şey vardı üzerinde. Zorlanıyordu, masaya dayandı. Elleri titriyordu! Sarılmak istedim. “Dur olm. Önce resim bitsin” Ne resmi? diye düşündüm. Ve kalemi bıraktı.

“Gel lan buraya. Sana son kez bir sarılam!” “Ne sonu olm. Biz senle ayrılmayacağız!” Sustu… Sarıldık. Öyle ki ciğerlerimizi birbirimize yapıştırdığımızı sandık. Resmin önüne geldik. Resimde öyle bir hava vardı ki gözlerimi tutamadım. O an kör olmak istedim! Sarıldık. Saatlerce ağladık…

Sonra Şair bir yudum su istedi benden. “Bir dakikayla gelecem.” Mutfağa koştum. O kolay kolay susamazdı. Ya acı içerdi ya da aşkının kanını… Sürahi ve bardak elimde geldim. Sadece iki dakika geciktim. Bedeni uzunca düşmüştü halının kenarına. Görünce sürahi de bardak da elimden düştü. Gözlerim kör olsundu artık! Dostum gerçekten bana son kez sarılmış…

Bedenine sarıldım. Yüzüstü düşmüştü. Çevirdim, dudaklarında tebessüm vardı ve yanakları kırmızıydı. Daha çok ağladım. Daha sıkı sarıldım. İsyana düşeceğim sandım. Son kez öptüm, bıraktım…

Resim kâğıdında ne olduğunu merak edenler için; resmin en üstünde yatay bir sigara. Dumanı aşağı doğru süzülüyor. Altında “TufeyL! Şiiri bitir. Savaşı kazandık!” Yazıyor. Hemen sağında yamuk bir yazıyla, “Muhacir, aşkımı sen olmazsan kefenleyemezdim! Unutma, hayatta kefenlenemeyecek olanlar da vardır. Şehidler ölmez. ALLAH SENİ KEFENLEMEYECEK TUFEYL…”

Bir yıl geçti. Onu özlüyorum. Ve kimse onun gibi çalmıyor artık kapımı. Şair, şehidlik sana yakıştı da ayrılık yakışmadı be!…

....!

17:38 04/09/2008

SEVDE YARDIMCI

2 thoughts on “TufeyL… Şiir Bitti…

    1. Hoş geldin kardeşim öncelikle..

      TufeyL.. Başlı başına bir AŞK’tır.. O’nun bir yansımasıdır onca kurulan cümle..

      Ve ikinci yazıda da “TufeyL Diriliyorum” kendini perdeleyip gösteren bir aşkla bizi seyreder..

      TufeyL.. Bambaşka..

      Okumanıza ve yorumunuza sevindik inşAllah.

      Dileriz her daim şerefli konuğumuz olasınız..
      VesseLam

Edeble gelen, lütufla gider.. | Ruhu nazarlı kıza bir şeyler bırak :)